Ne Zaman –  Ankara Haber

Başlangıcı olan her şeyin bir de sonu vardır. Tüm canlılar kendilerine biçilen doğal yaşam sürelerinin bitiminde ölürler. Bu çok tabii bir durumdur lakin hiç kimse ölümün kendisine vakitsiz, erkenden uğramasını istemez. Hayat her şeye rağmen güzeldir çünkü. Sevdiklerimiz vardır, hedeflerimiz, tutkularımız, yarım kalmasını istemediğimiz şeyler vardır. Aniden yoktan bir sebeple ölüp gitmek herhalde kimsenin tercih edeceği bir şey değildir. İyi bir çocukluk, ateşli, enerjik bir gençlik, sağlıklı ve huzurlu bir yaşlılığın ardından tüm sevdiklerinin omuzlarında terk-i hayat etmek, bence hepimizin hayalidir. Ama daha önce yapmamız gereken şeyler var. Mümkün olduğunca birbirimize sahip çıkarak, bütün bilincimiz ve benliğimizle daha iyi bir hayatı kurmak için çalışarak, hem bizim hem de gelecek nesillerin sağlıklı, barış içinde, mutlu insanlarla dolu bir ülkede yaşamalarını temin edebilmek. Hukuk ve eğitimin her tarafımızı kuşattığı, her işi, işin uzmanının yaptığı, yüzlerine bakınca zeka fışkıran, her koşulda hakkını aramaktan korkmayan, hatta insanlarının güvenliği ve mutluluğu için kendi hayatından vazgeçebilecek kadar idealist ve cesur yürekler yani güzel insanlar
diyarı olabilmek. Dünyada bunu başaran ya da bu yolda çok yol kat etmiş ülkeler var. Doğduğu topraklardan, her şeyini geride bırakarak bu ülkelere göç eden insanların aradığı şeyde tam olarak budur.

Bizim memlekette acaba durum ne minvalde diye bakacak olursak söylemeye dilim varmıyor ama ölüm her yerde kol geziyor. İşini düzgün yapması beklenen insanlar işini düzgün yapmadıkları ya da yetersiz oldukları için, ölümün bütün sebepleri, erkenden avını yakalamak için harıl harıl çalışıyor.

Maraş depreminde, uykusunda ne olduğunu bile anlamadan yıkıntılar altında kalıp ölüme kaptırdığımız yüzbinlerce insan ve devamında enkaz altından çıkaramadığımız için ölen binlerce canımız. Soma’da, madende göçük altında kalıp havasızlıktan can çekişe çekişe gidenler, hızlandırılmış trenlerde hızlı bir şekilde ölümle tanışanlar, yeni doğan ya da doğamayan minicik sabiler, trafikte canavarların kurbanı olanlar, mafya çatışmalarında serseri kurşunların hedefi olan talihsizler, sokak ortasında eski kocası yada sevgilisi tarafından infaz edilen bahtsız kadınlar, cinayete kurban giden o günahsız yavrular, yolda yürürken bastığı yerde aniden elektriğe kapılıp, uyuşturucunun pençesinde can veren o zavallılar, pkk, ışid, el kaide ve bilumum terör örgütlerinin bombalarıyla paramparça edilen masumlar ve bu sebeplerden, daha yüzlercesinin içinden acaba hangi birini saysak seçemiyorum. İçlerinde `kazadır olur` diyeceğimiz var elbette, fakat bu saydıklarımızın hepsinde, liyakatsiz ve beceriksiz yöneticilerle, para ve güç için rüşvet çarkını çalıştırıp insan hiçe sayan para babaları, hepsi ve tamamı, bu cinayetlerin baş sorumlularıdır. İşte daha dün turizm bakanlığının müfettişlerinin olur raporu verdiği otelde 79 canımızı daha kaybettik. Ölüyoruz, hem de çok kolay ölüyoruz. Yangından tam 12 saat sonra bile ortada toplumu aydınlatacak bir yönetici yok ve tek bir Allah’ın kulu hatamızı kabul ediyoruz demiyor. Söyleyecek hiçbir şey bulamıyorum.

Üzerimizdeki bu ölü toprağını ne zaman atacağız? Ne zaman? Ama ne zaman bu ve bize bu yaşatılanlara dur diyeceğiz yahut diyecek miyiz? Bilemiyorum…

  • Related Posts

    Beyoğlu’nda otelde yangın paniği –  Ankara Haber

    Yangın, 13.45 sıralarında Beyoğlu Meşrutiyet Caddesi’nde bulunan 5 katlı bir otelde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, otelin eksi ikinci katında bulunan saunanın elektrik panosundan kaynaklı yangın çıktı. Otelden bulunanlar panik…

    Filistinliler, sevinç gözyaşlarıyla evlerine dönüyor –  Ankara Haber

    Filistinliler, yerel saatle 07.00’de Gazze Şeridi’nin kuzeyi ve güneyini ayıran Netzarim Koridoru’ndan kuzeydeki evlerine dönmeye başladı. İsrail’in saldırıları nedeniyle yerinden edilen Gazze halkı 15 ay sonra topraklarına kavuşmak üzere Reşid…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir