
1950’li, 60’lı ve 70’li yıllarda kriz demek, dövizin bitmesi ve ithalatın yapılamaması anlamına gelirdi.
Krizde karaborsa hortlardı.
Bu krizler kıtlık yaratırdı ve ekonomik büyüme hızı düşerdi.
Fakat ekonomideki gerileme yine de çok fazla olmazdı.
Yakın tarihin en büyük krizlerinden olan karaborsa ve kıtlıkların hüküm sürdüğü, yakacak kömürün bulunamadığı 1978-1980 krizinde ekonomi sadece %2 küçülmüştü.
1980 yılında başlayan ekonomideki liberalleşme hareketiyle beraber Türkiye’de ekonomik krizlerin şekli de değişti.
Artık kriz ortamlarında kıtlıklar, kuyruklar, karaborsalar yok.
Döviz rezervleri azalsa da kısa sürede artabiliyor.
Ekonomik küçülmeyle beraber ithalat daralsa da , ihracat aynı hızla devam ediyor.
Son yılların krizleri, mal ve hizmet fiyatlarının artması ya da mali sektörde faizlerin fırlaması şeklinde kendini gösteriyor.
Özellikle Özal zamanından hatırladığımız kemer sıkma olayının günümüzde pek uygulanmadığını görüyoruz.
Halkın kemer sıkmasına paralel olarak ,kamu harcamalarında da zorunlu kısıtlmalara gidilirdi.
Gelelim günümüze…
Batmışız kimsenin umurunda değil, ‘’kemer sıkmak’’ , o da ne ?
Herkes cebindeki kredi kartları sayesinde gelirinden çok harcama yapıyor.
Kamu harcamaları tam gaz devam ediyor. Bunu merkezi hükümet bütçesinin sürekli her ay cari açık vermesinden görebiliyoruz.
Bir kuruş geliri olmayan öğrencinin bile cebinde limiti yüz bin lirayı aşan kredi kartları var.
Aslında bu da doğal bir süreç. Neden mi ?
Asgari ücret açlık sınırının altında kaldı.
Yoksulluk sınırı 80 bin lirayı aştı.
İnsanlar zorunlu yaşamsal ihtiyaçlar için kredi kartlarına yüklendi.
Böylece takipteki kredi kartları son iki yılda %801’lik artışla, 8,4 Milyar TL’den 75,7 Milyar TL’ye fırladı.
Bankalar ilk defa, yüz binlerce değil milyonlarca insanın peşine düştü.
Tüketici kredileri, 2023’te 24,1 Milyar TL’den %212 artışla 74,1 Milyar TL’ye,
Bireysel kredi kartları, 2023’te 8,4 Milyar TL’den %801 artışla 75,7 Milyar TL’ye
Kobi kredileri ise 2023’te 52,4 Milyar TL’den %106 artarak 108 Milyar TL’ye çıkmış oldu.
İyi olan, geçmiş yıllarda olduğu gibi karaborsa olayı yok.
İhtiyacınız olan her şeye ulaşmakta da bir sıkıntı yok.
Artık ne devlet kemer sıkıyor, ne vatandaş…
Devlet de millet de gelirinden fazla harcıyor.
Tek sıkıntı ise bankaların vatandaşın peşine düşmesi.
Görünen tabloda kemer sıkma dönemi bitmiş, beli düşük pantolon giyme dönemi başlamış.
O da ha düştü, ha düşecek…