İstikrarlı büyümenin anahtarı inovasyon gücü – Ankara Haber

Başta Dicle Elektrik olmak üzere birçok şirketi bünyesinde bulunduran Eksim Holding Teknoloji Başkanı Sami Saraç: “Teknoloji yaklaşımlarımız ve yatırımlarımız, sadece verimliliğimizi ve kârlılığımızı artırmakla kalmadı, aynı zamanda müşteri memnuniyetini yükseltti ve içinde bulunduğumuz sektörlerde standartları yeniden belirlememizi sağladı.”

 

 

Ayhan Sevgi

Eksim Holding, 1986’da ithalat-ihracatla yola çıkan, dış ticarete odaklanan şirket kimliğinden, bugün Türkiye’nin en büyük holdinglerinden biri haline geldi. Bunda, 2000’lerin başında büyüme alanlarını genişletme kararı belirleyici oldu. Eksim Holding Teknoloji Başkanı Sami Saraç, kurumsal hikayeleriniDoğru zamanda atılmış vizyoner adımlarla dolu” sözleriyle tanımladı. Özellikle yenilenebilir enerjiye olan ilginin artışı, Eksim Holding için de bu başlığı ana yatırım alanlarından biri haline getirdi. İlk olarak 2010’da Karadeniz’de hidroelektrik santralleri (HES) kurdukları bilgisini veren Sami Saraç, daha sonra rüzgar enerjisine yoğunlaştıklarını belirtti. Halen 8 farklı lokasyonda rüzgar enerjisi ürettiklerini vurgulayan Sami Saraç, “Ukrayna ve Gürcistan’daki projelerimizle uluslararası alanda da büyüyoruz” dedi. Saraç’a göre, Eksim Holding’in en büyük dönüm noktası ise 2013’te Dicle Elektrik Dağıtım’ı özelleştirme yoluyla bünyesine katması oldu. Saraç, “Bu hamleyle sadece bir enerji üreticisi olmaktan çıkıp, iki milyonu aşkın abonesi ve 7.500’den fazla çalışanı olan devasa bir elektrik dağıtım şirketinin yöneticisi konumuna geldik” değerlendirmesini paylaştı. Saraç’ın vurguladığı gibi bu kadar büyük bir operasyonu yönetmek, tüm süreçleri dijitalleştirmeyi zorunlu kıldı. Böylece teknolojiyi işin tam merkezine yerleştirdiklerinin altını çizen Sami Saraç, sorularımızı yanıtladı:

 

  • Teknoloji odaklı yaklaşımın ilk adımları neydi ve nasıl bir altyapı oluşturdunuz?

Teknolojinin gücünü kesinlikle çok erken fark ettik. Düşünün, 2005 yılında, yani ERP’nin bile bu kadar yaygın olmadığı bir dönemde, tamamen web tabanlı kendi ERP sistemimizi geliştirdik. Bu özel yazılım, 1.500’den fazla alt programla 17 yılı aşkın süre boyunca holdingin tüm işlerini yönetti. Daha sonra Dicle Elektrik için SAP, diğer holding gruplarımız için ise Canias gibi uluslararası sistemlere geçiş yaptık. Şu an 10.000’i aşkın çalışma arkadaşımızla birlikte büyük bir holdingiz ve teknoloji sayesinde tüm iş kollarımızda verimliliği artırıyoruz.

 

 

  • Dicle Elektrik Dağıtım’daki dijitalleşme sürecinizin, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) tarafından da sektör lideri olarak tescillendiğini söylemiştiniz. Bu başarıyı nasıl yakaladınız?

EPDK’nın teknolojik olgunluk seviyesi ölçümünde sektör lideri olmamız, bu alandaki kararlılığımızın sonucu. Bu başarının arkasında, 2017’de kurduğumuz ve enerji dağıtım sektörünün ilk Ar-Ge merkezi olan birimimiz var. Bu merkezde bugüne kadar 80’e yakın proje geliştirdik ve 25’ten fazla üniversiteyle iş birliği yaptık.

En önemli uygulamalarımızdan biri, uzaktan sayaç yönetimi projemiz. Türkiye’deki diğer dağıtım şirketlerinin toplam kapasitesinden dahi fazla, yani 1.2 milyon sayacı uzaktan okuyup yönetebiliyoruz. Bu sistemle her sayacın yük profilini 15 dakikalık periyotlarla analiz ederek verimli bir enerji yönetimi sağlıyoruz.

Bir diğer kritik projemiz de akıllı saha yönetimi. Arıza tespiti, abonelik işlemleri ve diğer tüm saha operasyonları, özel bir mobil uygulama üzerinden uçtan uca yönetiliyor. Bu sayede, müşteri henüz arıza bildirimi yapmadan bile ekiplerimiz harekete geçebiliyor.

 

  • Dicle Elektrik’in faaliyet bölgesindeki tarımsal sulama kaynaklı kaçak elektrik sorunu sürekli basında yer alıyor. Yapay zeka bu büyük soruna nasıl radikal çözümler getirdi?

Evet, bu gerçekten çok zor bir konuydu. Bu sorunu çözmek için uydu görüntülerini ve hiperspektral analizleri kullanan yapay zeka algoritmaları geliştirdik. Bu algoritmalar, 9.5 milyon dekarlık bir alanda, çiftçilerin “kuru tarım” beyanlarını uydu verileriyle karşılaştırıyor ve sulu tarım yaptıkları alanları, dolayısıyla kaçak elektrik kullandıkları noktaları hassas bir şekilde tespit ediyor. Yapay zekanın yanı sıra yaptığımız diğer tüm çalışmalarla birlikte bölgedeki kaçak elektrik oranını %80’lerden %38’lere düşürdük. Şehir merkezlerinde ise bu oranları %10 seviyelerine kadar çekmeyi başardık.

 

  • Yapay zekanın holdingin operasyonel süreçlerinde etkileri neler oldu?

Kaçak elektrik kullanımı yüzünden yaklaşık 70.000’den fazla dava dosyamız vardı; bu yoğunluk dava süreçlerinde ciddi bir yük oluşturdu. Bu yükü azaltmak için yapay zekâ ve RPA (Robotik Süreç Otomasyonu) entegrasyonunu hayata geçirdik. Böylece mahkemelerden gelen bilgi talepleri yapay zekâ tarafından analiz edildi, RPA robotları da 110 farklı uygulamadan belgeleri otomatik toplayarak avukatlarımıza hazır cevaplar sundu. Bu otomasyonla yılda 10 milyon doların üzerinde maliyet tasarrufu sağladık.

Benzer şekilde, direk dikme veya çukur kazma gibi saha operasyonlarında da yapay zekayı kalite kontrolü için kullanıyoruz. Müteahhitlerin yaptığı işlerin fotoğrafları çekiliyor ve yapay zeka bu görselleri analiz ederek çukur derinliği, beton seviyesi veya direk yüksekliği gibi parametreleri kontrol ediyor. Bu proje sayesinde saha denetimi için görevli 100’den fazla personelimiz artık daha katma değerli işlere odaklanabiliyor.

 

  • Eksim Holding’in teknolojiye olan yatırımı sadece elektrik dağıtımıyla sınırlı kalmadı, tüm iş kollarınızda bir sinerji yarattı. Bu sinerjiyi diğer faaliyet alanlarınızda, yani enerji üretimi ve gıda gibi sektörlerinde nasıl sağlıyorsunuz?

Teknoloji birimimiz tüm iş kollarımız arasında bir köprü görevi görüyor. Enerji üretiminde, elektrik piyasasında alım-satım ve dengeleme süreçlerini yönetmek için yapay zeka algoritmaları kullanıyoruz. Rüzgar yönü ve hızı gibi verileri analiz eden bu sistemler, %95’in üzerinde doğrulukla üretim tahmini yaparak, finansal risklerimizi en aza indiriyor. Ayrıca rüzgar türbinlerinin kalibrasyonunu analiz ederek %10-15’lere varabilen verimlilik kayıplarını önleyen projelerimiz de var.

Gıda sektörümüzde ise Aslı mağazalarımızdaki ürünlerin ve un üretimindeki kalite kontrolü için görüntü işleme tabanlı yapay zeka uygulamaları kullanıyoruz. Bu sistemler, ürünlerin şekilsel bütünlüğünü kontrol ederek hatalı ürünleri üretim bandında anında tespit ediyor. Ayrıca Sinangil Unları’nı kullanan ustalara yönelik sadakat programımız kapsamında ustalarımızın fotoğraf göndererek ödül kazandığı bir kurgumuz bulunuyor. Bu kapsamda görüntü işleme teknolojisini devreye aldık. Saniyeler içinde gelen fotoğraftaki rakamlar okunarak, çeşitli diğer parametrelere de bakılıyor. Ardından da ustaların hesabına otomatik olarak puanları yükleniyor.

 

  • Operasyonlarınızın kesintisiz devam etmesi ve geleceğe hazır olması için siber güvenlik ve altyapı yatırımları ne kadar önemli?

Siber güvenlik bizim için en üst düzeyde öncelik. Kritik sektörlerde faaliyet gösteren bir holding olarak, bu alanda uzman kadrolarımızla sürekli testler yapıyor ve operasyonlarımızı güvence altında tutuyoruz. Ayrıca bu ekip, sürekli sızma testleri yaparak dış saldırılara karşı hazırlıklı olmamızı sağlıyor. Özellikle SCADA sistemleri ve uzaktan sayaç okuma cihazlarının güvenliği bizim için hayati önemde.

Ayrıca 15’ten fazla drone pilotumuzla operasyonlarımızı destekliyoruz. Başlangıçta kaçak trafo tespiti gibi basit projelerde kullandığımız drone’lar, şimdi yapay zekayla iletim hatlarındaki çatlakları ve diğer sorunları otomatik olarak tespit edebiliyor. Böylece bakım ekiplerini doğrudan sorunlu bölgelere yönlendiriyoruz.

 

  • Veri yönetimi ve açık kaynak stratejiniz hakkında bilgi verebilir misiniz? Ayrıca yakın gelecekte hayata geçmesi planlanan 5G teknolojisinden beklentileriniz neler?

Holding olarak petabaytlarca veri üretiyoruz. Geçen sene veri ambarlarımızı tamamen açık kaynak çözümlerine taşıyarak lisans maliyetlerinden önemli ölçüde tasarruf ettik ve milli ekonomimize katkı sağladık. Bizim için yerli ve açık kaynak çözümlere öncelik vermek, teknolojik bağımsızlığımızı da güçlendirmek demek.

Gelecekte 5G teknolojisinin bizim için çok kritik olacağını düşünüyoruz. Saha uç noktalarındaki SCADA sistemleri için stabil ve yüksek hızlı veri transferi şart. 5G, fiber altyapı maliyetlerine harika bir alternatif sunarak bizi büyük bir yükten kurtaracak.

Teknoloji başkanlığı olarak yıl içinde bize gelen binlerce talebi karşılamak için low-code/no-code platformlar ve self-servis raporlama çözümleriyle iş birimlerinin kendi ihtiyaçlarını karşılamasını sağlamayı hedefliyoruz. Gelecekte Python kodlama gibi yapay zeka geliştirme imkanları da sunmayı planlıyoruz.

 

  • Dijital dönüşüme liderlik etmek beraberinde nasıl bir kültürel değişim getirdi? Personelinizi bu büyük dönüşüme nasıl dahil ettiniz?

Teknoloji sadece araçlardan ibaret değil; insanlarla ve onların bu araçları benimsemesiyle ilgili. Şirket içi eğitimlere, seminerlere ve atölye çalışmalarına büyük önem verdik. En alt kademeden en üst yönetime kadar herkesin bu dönüşümün bir parçası olduğunu hissetmesini sağlamaya çalıştık. Yıllık 76.000’in üzerinde talep alan bir teknoloji birimi kurmamız, çalışanlarımızın ihtiyaçlarını anlama ve onlara özel çözümler sunma fırsatı verdi. Onlara yetki verirken, aynı zamanda veriye dayalı karar alma kültürünü de yaygınlaştırdık.

 

  • Şirketiniz, inovasyonu desteklemek için ne gibi adımlar atıyor? Özellikle startup ekosistemiyle olan ilişkilerinizden bahsedebilir misiniz?

İnovasyon, sürekli büyümemizin anahtarıdır. İç Ar-Ge merkezimizin yanı sıra 2021’de kurduğumuz Eksim Ventures ile start-up dünyasına kurumsal olarak yatırım yapıyoruz. Bu, bize sadece finansal getiri sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda siber güvenlik, yapay zeka ve diğer derin teknoloji alanlarındaki yenilikçi çözümlere doğrudan erişim imkânı sunuyor. Start-uplarla kurduğumuz iş birlikleri, kendi iç süreçlerimize yeni bakış açıları ve teknolojiler entegre etmemizi sağlıyor. Bu ekosistemle kurduğumuz bağlar, bizi teknoloji alanında sadece bir uygulayıcı değil, aynı zamanda lider konumuna yükseltme hedefimizi de destekliyor.

 

  • Bu dönüşüm hikayesinden çıkarılacak en önemli ders nedir?

En önemli ders, dijital dönüşümü sadece bir proje olarak değil, sürekli bir süreç olarak görmemiz gerektiğidir. Bu yaklaşım, sadece verimliliğimizi ve kârlılığımızı artırmakla kalmadı, aynı zamanda müşteri memnuniyetini yükseltti ve içinde bulunduğumuz sektörlerde standartları yeniden belirlememizi sağladı. Eksim Holding’in hikayesi, ithalat ve ihracatla başlayan mütevazı bir başlangıcın, doğru zamanda yapılan stratejik yatırımlar ve teknolojinin gücüne olan sarsılmaz inançla nasıl dev bir ekosisteme dönüştüğünün etkileyici bir kanıtı. Geleceğin teknolojilerine yatırım yaparak ve bunları mevcut iş süreçlerimize entegre ederek sürdürülebilir büyüme ve liderlik hedefimize emin adımlarla ilerlemeye devam edeceğiz.

 

Ayhan Sevgi

BThaber Yayın Koordinatörü


  • Related Posts

    Kafein Teknoloji’de üst düzey atama – Ankara Haber

    Bilişim sektöründe 30 yılı aşkın deneyime sahip olan Sefa Merve Ağlaç, Kafein Teknoloji’nin Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevine getirildi. Hacettepe Üniversitesi Elektronik Mühendisliği lisans ve Marmara Üniversitesi İşletme yüksek…

    Yapay zeka, ERP mimarisini dönüştürüyor – Ankara Haber

    ERP sistemlerini konuşan ve kullanıcı dostu hale getiren, işletmelere hızlı ve güvenilir veri erişimi sunan bir çözüm geliştirme hedefi aiperas yapısını ortaya koydu. aiperas Kurucu Ortağı Egemen İnce, yapay zekânın,…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir