
Salesforce EMEA Bölgesi Gelişen Pazarlar Başkan Yardımcısı Sinan Erkiner, günümüzde başarı için yapay zeka-insan iş birliğinin benimsenmesinin önemine dikkat çekiyor. “Agentic AI”ın tüm potansiyelini ortaya çıkarmak ve yatırım getirisini (ROI) maksimize etmek için, CIO’ların stratejik, bütünsel ve insan merkezli bir yaklaşım benimsemelerinin faydalarına değiniyor. Yapay zekayı veri ve otomasyonla entegre ederek ve yapay zeka ile insan zekasının birlikte çalıştığı bir geleceği kucaklayarak, CIO’ların karmaşık süreçleri aşabileceklerini ve organizasyonlarını benzeri görülmemiş bir verimlilik ve uzun vadeli başarıya taşıyabilecekleri 5 konuyu vurguluyor.
İnsan müdahalesine sürekli ihtiyaç duymadan hareket edebilen, karar verebilen ve olumlu sonuçlar üretebilen otonom yapay zeka temsilcileri “Agentic AI” ile iş süreçlerini dönüştürürken kritik bir dönüm noktasındayız. Erkiner’e göre, bu durum, 6 trilyon dolarlık bir dijital iş gücü pazarının kapılarını aralayan büyük bir fırsat sunuyor. Dünya genelinde CIO’ların %84’ü, yapay zekanın iş dünyası için internet kadar önemli olacağına inanıyor. Ancak bu teknolojinin tüm potansiyelinden yararlanabilmek için, karmaşıklıkları doğru şekilde yönetmek şart.
Yapay zeka girişimleri ve çözümleri piyasayının gündeminde yer alırken, CIO’ların da somut kalite ve verimlilik sağlayan çözümlere odaklanmaları gerekiyor.
Agentic AI’nın gerçek anlamda başarılı olabilmesi için entegrasyon zorluklarının ve diğer teknik karmaşıklıkların aşılması şart. Bu engelleri aşmak ve yatırım getirisini en üst düzeye çıkarmak için CIO’ların aşağıdaki stratejik temel alanlara odaklanması önem kazanıyor ve Sinan Erkiner, bu alanları şöyle özetledi:
1. Stratejik ve entegre yapay zeka yaklaşımı: CIO’lar, farklı yapay zeka projeleri yürütmek yerine merkezi bir yaklaşım benimseyerek, organizasyon genelinde ortak süreç ve kalıpları belirlemek suretiyle, ölçeklenebilir optimizasyon ve daha yüksek ROI sağlamalılar. Yapay zekayı yalnızca niş bir araç olarak değil, kuruma entegre bir zeka katmanı olarak ele almak kritik önemde. Bu da üst yönetimden başlayan bir deneme-yanılma kültürü yaratmayı gerektiriyor. Temsilcilerin geliştirilmesi ve devreye alınması için entegre bir platform kullanmak operasyonel optimizasyonu artırır, güvenlik risklerini azaltır ve maliyetleri düşürür.
2. Sağlam veri temeli oluşturulması: Bir agentic AI temsilcisinin etkinliği, erişebildiği veriyle doğrudan bağlantılı. Yapay zeka dönüşümüne başlamadan önce, temel teknoloji altyapısının hazırlanması gerekir. Kurumlar, iş verilerini ve meta verileri birbirine bağlayan bir sistem kurarak temsilcilere ihtiyaç duydukları içeriği sağlamalı. Veri standardizasyonu da bir zorunluluk. CIO’lar, verilerin temiz, tutarlı ve erişilebilir olmasını sağlamak için silo yapılarını yıkmalı, altyapıyı modernize etmeli ve veri yönetişimini güçlendirmeli. Böylece arşivlenmiş verilerden de değerli içgörüler elde edilebilir. Salesforce’un Data Cloud çözümü, kritik şirket verilerine ve meta verilerine birleşik erişim sağlayarak geleneksel veri yönetimini kolaylaştırıyor.
3. Sorumlu ve güvenilir yapay zeka kullanımı: Finans, sağlık ve kamu gibi düzenlemeye tabi sektörlerde, CIO’lar yapay zekanın sorumlu kullanımını sağlama ve sıkı uyum gerekliliklerini karşılama konusunda büyük baskı altında. Teknolojiye güven inşa etmek, agentic AI kullanımında kritik bir faktör. Bu güven, şeffaflık (temsilcinin ne yaptığına dair görünürlük), açıklanabilirlik (neden böyle bir karar verdiğinin anlaşılması) ve kontrol (bir sonraki adımın belirlenebilmesi) gibi unsurlar üzerine kuruludur.
4. İş hedefleriyle uyum: Sadece teknik başarı yeterli değil; CIO’lar yapay zeka girişimlerini kurumun genel iş hedefleriyle uyumlu hale getirmeli. Yapay zekanın nasıl büyümeyi desteklediğini, verimliliği artırdığını ve hem müşteri hem de çalışan deneyimini geliştirdiğini açıkça göstermeliler. Somut çıktılara odaklanarak, CIO’lar yapay zekanın bir stratejik değer taşıdığını, geçici bir trend olmadığını kanıtlayabilirler
5. İnsan unsurunu yönetme: CIO’lar organizasyonun eğitim sorumlusu gibi hareket etmeli, kültürel direnci proaktif bir şekilde ele almalı ve yeniliği teşvik etmeli. İş kaybı ve iş akışı bozulması endişelerine, yapay zekanın insan becerilerini nasıl artıracağı ve çalışanları daha değerli, yaratıcı, stratejik işlere yönlendireceği vurgulanmalı. Organizasyon içinde değişim öncülerinin belirlenmesi, yapay zeka uygulamalarının tabandan yukarıya benimsenmesini hızlandırabilir.
Sürekli yeniden beceri kazandırma ve yetkinlik geliştirme, iş gücü stratejisinin ayrılmaz bir parçası haline gelmeli, çalışanlara hem agentic AI ile çalışma bilgisi hem de uyum sağlama, iş birliği ve duygusal zeka gibi ‘insani’ beceriler kazandırılmalı. Yeniden beceri kazandırma hedeflerinin ölçülebilir olması, bu alanın ciddiyetle ele alındığını gösteren önemli unsurdur. Çalışanlardaki şüpheciliği azaltmak için, dijital iş arkadaşlarının sağladığı somut başarı hikayeleri (örneğin, ilk çağrı çözüm oranlarındaki artış) paylaşılmalı. Ayrıca oyunlaştırma ve teşvik mekanizmaları, yapay zeka benimsenmesi de hızlandırabilir.